Kemanın Peşinde Bir Çocuğun Büyük Yolculuğu, Cihat Aşkın Kimdir? Müzik eğitimi sadece nota öğretmek değildir; ilham vermek, merak uyandırmak ve içten gelen sesi özgür bırakmaktır. Bu anlamda çocuklara örnek olabilecek sanatçılar arasında Cihat Aşkın çok özel bir yere sahiptir.
Cihat Aşkın kimdir? diye sorulduğunda, cevabı yalnızca bir keman virtüözü değil, aynı zamanda hayal kurmayı hiç bırakmamış bir çocuk olarak vermek gerekir.
1968 yılında İstanbul’da doğan Cihat Aşkın, müzikle çok erken yaşta tanıştı. Henüz sekiz yaşındayken ilk bestesini yaptı, mandolinle başladığı yolculuğunda kısa sürede kemana yöneldi. On bir yaşında İTÜ Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı’na kabul edildi ve burada yeteneğiyle dikkat çekti. On iki yaşında ilk resitalini verdiğinde henüz birçok çocuk notaları yeni yeni öğreniyordu. Ancak Aşkın’ın içindeki müzik çoktan uyanmıştı.
On beş yaşında Paganini’nin zorlu kaprislerini çalması ve on altısında senfoni orkestrası eşliğinde Çaykovski’nin keman konçertosunu seslendirmesi, onun ne denli olağanüstü bir müzisyen olduğunu gösterdi. Fakat Cihat Aşkın’ı bir rol model haline getiren şey yalnızca teknik yeteneği değil, öğrenmeye ve öğretmeye duyduğu tutkudur.
Eğitimine Londra’da devam etti. Royal College of Music ve City University’de dünyaca ünlü eğitmenlerle çalıştı. Ancak o, öğrendiklerini kendi ülkesine taşımayı görev bildi. Türkiye’ye döndüğünde hem sahnelerde parladı hem de üniversitelerde ders vererek genç yetenekleri destekledi.
Cihat Aşkın, sadece büyük konser salonlarında çalmayı değil, küçük sınıflarda çocuklara ulaşmayı da önemseyen bir sanatçıdır. Onun “daima çocuk kalmak” fikri, yalnızca yaşla ilgili değil; müziğe olan tutkusunu, merakını ve samimiyetini kaybetmemekle ilgilidir. Bu bakış açısı, özellikle müzik öğretmenleri ve eğitmenler için büyük bir ilham kaynağıdır.
Çocuklara yönelik kurduğu “Aşkın Ensemble” ve genç müzisyenleri desteklemek için başlattığı çeşitli projeler, onun paylaşımcı yönünü gösterir. Ayrıca geleneksel Türk müziği ile Batı müziğini harmanladığı çalışmalarıyla, müziğin evrenselliğini ve köklere bağlı kalmanın gücünü bir arada sunar.
Bugün bir çocuk keman kutusunu açarken belki de ilk ilhamını Cihat Aşkın’ın hikâyesinden alabilir. Çünkü onun hayatı, küçük bir melodinin büyük bir hayale nasıl dönüşebileceğini gösteriyor.
Kemanı yalnızca çalmadı — gençlere müziği bir yaşam biçimi olarak sevdirdi. Ve hâlâ, her sahnede içindeki o ilk mandolinli çocuğun sesini taşıyor.
Diğer sanatçıların hayatlarını öğrenmek için tıklayınız.